ÇeşmelerÇarşıbaşında Softaların Kahveci Süleyman Ağanın kahvesinin tam karşısında suyu pek gür olan ve üç cepheli "Çarşıbaşı Çeşmesi" vardı. Bu çeşme hiç kurumazdı. Bugün bile hala ayaktadır ve suyu boldur. Divan mahallesinde üç kurnalı Divan Çeşmesi vardı. Çataloluk camiinin yanında da Çataloluk Çeşmesi yer alırdı. Bu üç çeşmenin suları şehrin en güzel suları idi ve şehirde su sıkıntısı hiç çekilmezdi. Pazar camiinin karşısında bugün de varlığını sürdüren çeşmelerin hemen üst tarafında "Bayram Baba"nın türbesi görülür. Şehrin tam kuzeyindeki Dereyüzü deresinin kenarında "Medin Oluğu" adında suyu hiç kurumayan bir çeşme daha vardır ki, çok eskiden peynir pazarı bu civarda kurulurmuş.
Evlerin hemen pek çoğunda su tesisatı yoktu. Mahalle başlarında çeşme ya da oluklar vardı. Evlere testilerle, kovalarla su taşınırdı. Bu işi en çok çocuklar yapardı. Testilerde içme suyu bulunur, kullanma suyu ise kovalarda tutulurdu. En önemli su, Tekke Suyu olarak tanınmış lezzetli bir sudur ve Sarıkaya, Örenpınar ve Yarenoğlu kaynaklarının sularının birleşmesiyle meydana gelir. Belediye tarafından idare edilen şehir sularının verildiği 17 çeşme vardır. Bu suyun dışında bazı kaynaklardan da sular gelir ki, bunlar içmesi pek hoş olmayan kaba sulardır. Gördes'e en son olarak Kalabak'taki 2 kaynaktan su getirilmiştir. Ayrıca yine şehrin kuzeyinden çıkan Tabakhane ve Han Suyu da şehir suyuna karıştırılırdı. Şehre bu sular künk denen kiremit cinsi toprak borularla gelirdi
Köprüler Gördes çayı eskiden çok deli akar, önüne ne gelirse alır götürürdü. O zamanlar belki yağışların daha fazla olmasından çok sel gelirdi. Eni 100 metreyi bulan bu seller çok görülmüştür. Selin bu görünüşü daima dehşet verici olurdu. İlk olarak ne zaman yapıldığı tarafımızdan bilinme- mekle birlikte, 1928-1930 yıllarında da varlığı bilinen Tahta Köprü, kuzey güney istikametinde akan bu çayın üzerine kuruluydu. Kepez dağı eteklerinde yer alan Gördes'in ortasında doğu batı yönünde, hayli uzun olan bu tahta köprüyü sık sık sel alır götürürdü. Hükümet konağı şehrin karşısında doğu tarafta yer aldığından bu köprüye mutlak ihtiyaç vardı. Ayrıca ahalinin arazilerinin çoğu da o tarafta idi. Bu köprüden arabalar da geçerdi ama, önce yolcularını indirir, sonra salavat çekile çekile gidilirdi. Tahta köprü 1960'lı yıllara kadar ayakta kalabildi. Tabii ki sonuncu defa sel yıktıktan ve şehir de yukarıya taşındıktan sonra bir daha yapılmadı. Demokrat Parti zamanında daha güneyde bugün de kullanılan beton Kum Çayı (Gördes Çayı) Köprüsü yapıldı ve hem eski, hem de yeni Gördes'in köprü meselesi sona erdi.
CamilerSöz konusu yıllarda Eski Gördes'te 7 tane cami vardı. Bunların tamamı Yunanlılar tarafından yakılmış, bazılarının sadece minareleri kalmış, ancak ikisi dışında hepsi sonradan tekrar yapılmıştır. Bunlar;
1. Tersik Başı Camii (Çataloluk camii),
2. Yağcı Emir Camii,
3. Pazar Camii,
4. Divan Mahallesi Camii,
5. Yaka Camii,
6. Güdük Minareli Camii,
7. Uzunçam Camii.
Camilerin hepsi ibadete açıktı. Hepsinde birer imam olmasına rağmen müezzin yoktu. Bu işi cemaat yapardı. Bazı imamlar hiç maaş almadan Allah rızası için imamlık yaparlardı. Bunların çoğu iş güç sahibi kişilerdi.
Yaka Camiinin eski ismi Kaymak Camii idi. Yangından önce Medin Oluğu civarındaki Peynir Pazarında kaymak satan ve hayvancılıkla uğraşan bir Gördesli tarafından yaptırıldığı için bu adı almış, ancak bu isim caminin yerinin yaka olması dolayısıyla zamanla unutulmuştur.
Yangından önce var olan, sonra tekrar yapılamayan camiler ise, Çınardibi Camii ve Ulu Camidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yangından sonra harabe halde kalan Ulu Cami yerine ilkokul yapılmıştır. Yanmadan önceki hali ise;. kubbesiz, damı kiremitle örtülü, uzun ve güzel minareli bir yapı idi. İçinde üzeri altın sırma ile ayetler işlenmiş üç adet sancak bulunurdu. Bu sancaklar önemli merasimlerde ve asker uğurlamalarında çıkarılırdı.
En güzel ve en çok cemaati olan Pazar Camii idi. Bu caminin altında ve civarında vakıf dükkânları vardı. Bunların gelirleri cami için kullanılırdı. Cami ve okullar her perşembe günü mahalle halkı tarafından temizlenirdi.
Evliya Çelebi 1671'de, çarşı içinde başta Ulu Cami olmak üzere 11 cami bulunduğunu, kasabada 50 dükkan, 1 han ve 1 hamamın bulunduğunu kaydetmiştir.